Kelimelerim bitti. Kimsenin Beni Anlamadığı Duygusunun Geçmeyişi Üzerine Düşünceler.

İnsan gerçekleri ile kendisi arasına koyduğu mesafeyi hangi noktaya kadar koruyabilir?

Çok sevdiğini kaybetmek. Sonra ona son benzeyeni de kaybetmek. Bu kaybın senin için sonsuza dek devam edeceğini hissetmek buna rağmen ve bununla birlikte hayata, dünyaya tutku ile bağlanmak.

Sonra korku. Ne noktada kalmışım babamla doktorlar hastaneler arasında konuşulanlar içinde. İlk günde mi kalmışım. Genel cerrah yazan doktorun kapısında? Ya da fakültede yüzüme bakmayan doktorun endoskopi sonrasında bana kızım diye hitap ettiği nokta?

Tekrar başka bir genel cerrahın 6 ay dediği oda? Whiple ameliyatını anlatması, ameliyat olursa riskleri, olmazsa riskleri. Tevekkül, takdir Allah’ın.

Tevekkül geleni kabul etmek. Kabul etmekle yok saymak veya isyan etmek arasında hangi noktada kalmışım ben peki ?

Ya da ölüm ve kaybetme korkusu arasında hiç istemediğim kadar istemek Allah’tan. Hiç etmediğim kadar dua etmek. İşte gerçekten bu noktada kaldığım kesin.

Bir de babamın iyileşmiş olarak hayatına devam ettiği rüyalarda kaldım. Rüyaları gerçek sanıp ferahlayarak uyandığım sonra gerçeklere uyandığım o noktada kaldım.

Nerede kaldığım benim için son ana kadar hiç önemsemediğim bir tetkik için tekrar hastanede aynı kapının önünde durunca çarptı yüzüme. Kendim için mi korktum? O korkunun ne kadarı bugüne ait? Ne kadarı babam için hissettiklerim? Ne kadarı bebeğim var diye ertelenmiş duygular bilmiyorum. Hepsi var onu biliyorum.

Kimse sesimi duymasa bile anlatmam lazım onu biliyorum. Sesimle de ve kendimi kaybetmemişken de anlatmam lazım bunu biliyorum. Bunları da yaşayan kalbimi dolduran bütün duygularla bendim. Bütün gerçekler bana ait. Kimse anlamasa da önce kendi sesimi duymam lazım.

Bunlar benim başıma geldi. Ben çok sevdiğim beni olan her halimle kabul edebilen canım babamı, hayatı ve beni çok sevdiğini bildiğim babamı pankreas kanseri tanısı konulduktan iki ay sonra kaybettim.

Babama kalbimin ve gözümün önünde 6 ay ömür biçti biri ve ben karnımda bebeğim var ona bir şey olursa diye bütün duyduklarımı kabul ettim. Hatta üstüne alışverişe gittim. Bunu ben yaptım. Babam öldü ve ben bildiğim bütün kitabı bilgiler ışığında yeni doğmuş bebeğim zarar görürse diye kendimi öyle bir tuttum ki. Ben yokmuşum gibi oldum. Bunun sorumlusu benim.

Sonra bir gün, bundan iki hafta önce genel cerrah bir doktorun odasında bütün kalbimi bırakıp çıktım. Evet bu o güne ait bir korku değil. Bu duygularımı ne kadar ittiysem bana öyle öyle güçlü çarpmasının günü.

Olmadık günde, olmadık zamanda, belki de tam olması gereken zamanda.

Kelimem çokmuş meğer. Sesimi çıkarıp anlatacak gücüm yok. Sesimi çıkarıp konuşabilirsem belki daha iyi olurum.

Sırası gelecek.

Bütün bu yaşadıklarımıza inandığım zaman.

Gerçek dünyada da babamın kızı olmayı özledim.

Ve hayatı, yaşamayı, dünyayı gerçekten çok seviyorum.

Kendi kendine de TSSB tanısı koyar mısın? İşe yarar mı?

Kelimelerim bitti. Kimsenin Beni Anlamadığı Duygusunun Geçmeyişi Üzerine Düşünceler.” için bir yanıt

  1. Cok uzuldum. Cennette olduguna eminim. Uzun zaman oldu kadim dost. Islerim ancak bitti hersey yoluna girdi hayatimda ama sizlerin hayati oldukca sancili gecmis.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın